Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Tarih, bu insanların katliamına göz yumanları yargılayacaktır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bir düşünün, sivillere ‘Bu bölgeye gidin, orası güvenli’ demenin, oraya bomba atmanın insani değerlere, savaş hukukuna, uluslararası hukuka, insan haklarına uygun bir yanı var mı? İnsanlığın duyması gerekiyor.” Bir an önce bu çığlık. Bu soykırıma sessiz kalın.” “Suç ve kalmanın bedeli çok büyük. Tarih, bu insanların katliamına göz yumanları yargılayacaktır. Bu soykırıma imza atanlar zaten tarih önünde suçlu ilan edilmiştir.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BAE ve Mısır ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ziyaretlerini değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birleşik Arap Emirlikleri Cumhurbaşkanı Sayın Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan’a ve Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Abdulfettah el-Sisi’ye teşekkür ediyorum. Hoş karşılamalarından dolayı. Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretimiz sırasında Dubai’ye de geldik.” 2017 yılında düzenlenen ve onur konuğu olarak davet edildiğimiz Dünya Hükümetleri Zirvesine katıldık. Zirve konuşmamızda son 21 yılda siyasi istikrar, güçlü yönetim, demokrasi, diplomasi ve ekonomi alanlarında büyük adımlar atan Türkiye’nin deneyimlerini paylaştık. Gazze’deki krizi ve Filistin davasını da konuştuk. “Kalıcı barış için duruşumuzu ve çözüm önerilerimizi dile getirdik” dedi.
İsrail’in Filistin halkının en temel haklarını kabul etmesi ve 1967 sonlarında Filistin Devleti’nin kurulması olmadan barışın olmayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna yol açan, İsrail’in hukuksuz, insanlık dışı işgal, baskı ve katliam politikalarıdır. bölgemiz yangın yerine döndü. Amerika Birleşik Devletleri.” Her alanda ivme kazanan ikili ilişkilerimizi Arap Emirlikleri Cumhurbaşkanı Pir Muhammed Bin Zayed Al Nahyan ile detaylı bir şekilde görüştük. Geçtiğimiz yıl ticaret hacmimizin 20 milyar doları aşmasından duyduğumuz memnuniyeti özellikle dile getirdik. İşbirliğimizdeki ivmeyi koruyarak bu miktarı daha yüksek seviyelere çıkarma konusunda mutabakata vardık. “Geçen yıl kurduğumuz Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyin ilk toplantısını en kısa sürede Türkiye’de gerçekleştireceğiz. Savunma sanayii projeleri, enerji ve yatırım konuları da gündemimizin ilk sıralarında yer aldı. Üst düzey yöneticilerle bir araya geldik. Uluslararası yatırım şirketlerinin katılımını sağladık ve ülkemizdeki fırsatları değerlendirdik” dedi.
Zirve vesilesiyle katılımcı ülkelerdeki mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kapsamda Maldivler Devlet Başkanı Sayın Muizzud, Libya Başbakanı Sayın Muizzud ile görüşmelerde bulunduk. Dibeybe, sırasıyla Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başbakanı Sayın Barzani ve Ruanda Devlet Başkanı Sayın Kagame.”
“Gazze’ye insani yardım ulaştırılmasında Mısır’ın özel bir yeri var”
Dubai ziyaretinin ardından Kahire’ye de gittiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin daveti üzerine gerçekleştirdiği bu ziyaretin son derece samimi, verimli ve başarılı geçtiğini belirterek, “Özellikle Sayın Sisi’nin ziyaretinden çok memnun oldum. Arkadaşlarıyla bizzat havaalanına gelerek bizi karşıladılar. Görüşmelerimiz sona erdi.” “Askeri ve savunma sanayi dahil her alanda ivme kazanan bağlantılarımızı görüştük. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Kurulu toplantımızı en kısa sürede gerçekleştirme konusunda mutabakata vardık. Sayın Sisi’nin yemin töreninin nisan ayı başında yapılması planlanıyor. Bu nedenle, Nisan veya Mayıs ayında Türkiye ziyareti Afrika kıtasındaki en büyük ticari ortağımız Mısır ile 15 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize ulaşma kararlılığındayız.İkili konuların yanı sıra, özellikle bölgesel konularda da görüş alışverişinde bulunduk. Filistin. Gazze’deki katliamların bir an önce durdurulmasını ve Filistin davasının kalıcı ve sürdürülebilir olmasını sağlamak istiyoruz. Çözüme ulaşmak için Mısır’la işbirliğimizi daha da artırmayı hedefliyoruz. Bildiğiniz gibi Mısır’ın özel bir yeri var. İnsani yardımların Gazze’ye ulaştırılmasında Mısırlı kardeşlerimiz ile her zaman yakın işbirliği içinde olduk, insani yardımlarımızın Gazze’ye ulaştırılması konusunda kendilerine, Gazze’ye yardım ulaştırılmasında sağladıkları kolaylıktan dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum. Ayrıca insani yardım sevkiyatlarının artırılması ve Gazze’ye daha fazla sağlık hizmeti getirilmesi ihtimalini de görüştük. Sayın Sisi’ye, İsrail’in Gazze halkını topraklarından sürme politikasına karşı Mısır’ın bu zekice tutumunu takdir ettiğimizi ve desteklediğimizi ifade ettim. Mısır’la koordinasyonumuzun bölgemizin barış, huzur ve istikrarına önemli katkı sağlayacağına şüphe yok. Bu fikrin Mısırlı kardeşlerimiz tarafından da paylaşılmasından özellikle memnuniyet duyuyoruz. Ziyaretlerimizin faydalı olmasını diliyorum. “Bana ve heyetime gösterilen misafirperverlikten dolayı her iki ülkenin devlet başkanlarına teşekkür ediyorum” dedi.
Gazze’ye insani yardım ulaştırılması konusunda olumlu gelişmelerin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu gelişmeleri özellikle Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Abdülfettah El Sisi ile görüştük. İsrail’e baskı yapmaya devam edeceklerini söylediler. Bu konuya Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’a da ihtiyaç var.” “Başta Sayın Sisi ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşmelerde bulunacağız. ABD’li yetkililer de bu konuda İsrail’e baskı yapmaya devam edeceklerini söylüyor. Gazze’ye ulaşan yardım tırlarının sayısı 200-250. 100.000’e çıktı ama bu yetersiz. Bu sayının 500-600 tıra çıkacağı söyleniyor. Bu sayıya ulaşabilirsek ancak ihtiyaçlar açısından çözümden bahsedebiliriz. Öte yandan İsrail’in saldırıları da devam ediyor. Refah bölgesinde her zamanki vicdansızlıklar var. Sayın Sisi’yle de bu konuyu görüştük. “Oradaki insanlar. Bizim güvenlikten taviz vermemizin mümkün olmadığını belirttik. Düşünün, sivillere ‘şuna gidin’ demek oluyor.” “Güvenli bir bölge” diyerek insani değerlere, savaş hukukuna, uluslararası hukuka ve insan haklarına uygun bombalar yağdırmak mı? İnsanlık bu çığlığı bir an önce duymalı.Bu soykırıma sessiz kalmanın maliyeti ve sonuçları çok büyük. Tarih, bu insanların katledilmesine göz yumanları yargılayacak. “Bu soykırıma imza atanlar zaten tarih önünde hatalı ilan edilmişlerdir” dedi.
İsrail’in yalnızlığının Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda hem Türkiye’nin hem dostlarının hem de dünyanın çeşitli yerlerindeki insanların tepkilerinden kaynaklandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna rağmen akan kanın bu aşamada durmadığını ifade etti. İsrail’in vahşi saldırılarının devam ettiğini belirten Erdoğan, “Özellikle bazı Batılı ülkelerin yetkilileri, bu saldırıların başladığı günlerde söylemeye ve tekrarlamaya başladığımız cümleleri artık telaffuz etme noktasına geldiler. Ne yazık ki barışa davetler yapılıyor. ABD’nin olumsuz yaklaşımları nedeniyle sonuçsuz kalıyor.” Amerika, güya bu sorunu çözmek için bölgeye üst düzey yetkililer gönderdiğini ancak bir sonuç alınamadığını söylüyor. Durum böyle olsa da ateşkes ve barışın sağlanması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çünkü başka çıkış yolumuz yok. Batı’dan biri bizimle iletişime geçtiğinde, bu konuları onlara özellikle konuşuyoruz ve ‘Biraz girişimde bulunalım, belki oradan sonuç alabiliriz’ diyoruz. Sürecin başında İsrail’in yanında yer alan bazı ülkelerin artık ne kadar pişmanlık duyduğunu da görüyoruz. Kalıcı barış için çabalarımızı sürdürüyoruz. Dünya, çözümün 1967 yılı sonu esas alınarak, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, coğrafi olarak bütünleşmiş bir Filistin devletinin kurulması olduğu gerçeğini artık görmezden gelemez. Türkiye sadece Filistinli kardeşlerini değil, insan haklarını da savunuyor. , barış ve uluslararası hukuk. Türkiye bu konudaki samimiyetini en açık şekilde ortaya koymuştur. “Küresel sistemin yeni katliamlara zemin hazırlayan bu çarpık yapısının artık değiştirilip aktif denetim mekanizmalarının kurulması gerekiyor” dedi.
“Mısır ziyaretimiz Sayın Sisi’nin ısrarlı daveti üzerine gerçekleşti.”
Türkiye ve Mısır’ın bölgenin iki önemli ülkesi olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “12 yıldır temaslarımız kesilmişti. Katar Emiri Şeyh Tamim’in müdahalesiyle Dünya Kupası’nda bir araya gelerek çalışmalara başladık. normalleşme süreci. Mısır’ın durumu da bu.” Ziyaretimiz Sayın Sisi’nin ısrarlı daveti üzerine gerçekleşti. Kendilerine Üst Düzey Stratejik Yönetim Kurulu Toplantımızın yapılmasını ve bu adımın atılmasını önerdim. Kabul ettiler. Dışişleri bakanlarımız temaslarını sürdürecek. Büyük ihtimalle Sayın Sisi, Nisan veya Mayıs aylarında Ankara’ya gelip dönecek. “Ziyaretini yapmış olacak. Mısır’la hem kültürel hem de tarihi açıdan birlik ve temel bağlarımız var. Mısır’la sadece aynı tarihi değil aynı denizi paylaşıyoruz ve o denizin küresel denklemdeki değeri artıyor.” Öte yandan dış politika, karşılıklı çıkar esasına göre inşa ediliyor ve o temelden yönetiliyor. Dolayısıyla aynı yönde senkronize adımların atılması şüphesiz iki ülkenin çıkarınadır. Biz ve Mısır tarafı bu gerçeğin farkındayız ve yeni dönem bu sağlam temeller üzerinde inşa ediliyor.Önümüzde çok kritik sınavlar var ve gelecekte dünyayı ne gibi öngörülemeyen ve güçlü süreçlerin beklediğini bilmiyoruz.Bunun için Sebep, hem bölgemizde hem de dünyada barış ve huzur korumak için birlikte durmalıyız. “Önümüzde her iki ülkeyi de geliştirecek işbirliği alanları var ve zaman geldiğinde adımlar atılacak” dedi.
“Eğer amaç bize düşmanlık yaratmaksa, daha sert adımlar atmaktan çekinmeyiz.”
Kuzey Irak Bölgesel Hükümeti Başbakanı Mesrur Barzani ile görüşmesini değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Türkiye dosta dosttur. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler ve MİT Liderimiz İbrahim Kalın Irak’a arka arkaya ziyaretlerde bulundular. Bu ziyaretler Irak’ta yaşanan olumsuz gelişmelerin yarattığı atmosferi yumuşattı ve Hem merkezi yönetime hem de Türkiye-Irak ilişkilerine yardımcı oldu.Hem Kuzey Irak hem de Kuzey Irak konusunda adımların atılması konusunda güzel gelişmeler oldu.Yeter ki dürüstlük ve cesaretten taviz vermemeliyiz ve özellikle de Irak’ın kurulmasına izin vermemeliyiz. Sınırlarımıza yakın bir terör örgütü var, bu bölgedeki komşularımızla birlikte her türlü adımı atacağız, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından ne göstereceğiz, kimse saygı göstermiyor, bu olumsuz yaklaşıma karşı defalarca uyardık. Süleymaniye, ‘Burada yeni ve farklı oluşumlar görüyoruz, bunlara fırsat vermeyin, yoksa yalnız kalırsınız’ dedik. Çünkü Süleymaniye her zaman elimizin altında olduğu, hemşehrilerimizin olduğu bir yer. Erbil yönetimiyle terörle mücadelede yakaladığımız ivme olumlu yönde ilerliyor. Ancak ne yazık ki Süleymaniye yani KYB. Yönetim, defalarca uyarılarımıza rağmen terör örgütü PKK/YPG/PYD’ye desteğini sürdürüyor. Toplantımızda bu konuyu gündeme getirdik ve uyarımızı yaptık. Kimse bizden farklı bir duruş beklemesin, gereken cevabı vereceğiz. Bu sorunu görmezden gelemeyiz, elimizden gelen adımları atıyoruz, atacağız da, birçok meseleyi tolere edebiliriz ama mesele bekamız ve milli güvenliğimizse hoşgörü kapılarını kapatır, gereğini yaparız. “Eğer amaç bize düşmanlık beslemek ise bizim de cevabımız ve tedbirlerimiz vardır, daha sert adımlar atmaktan da çekinmeyiz.”
“Bu yol tam anlamıyla bir kazan-kazan projesidir.”
Kalkınma Yolu Projesi’nin BAE yönetimi, Irak ve Türkiye’nin de dahil olduğu dev bir proje olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu projede Kuzey Irak’ın hassasiyetinin ve Türkiye’nin hassasiyetinin bulunduğunu kaydetti. Erdoğan, “Onun için adım atıyoruz. Abu Dabi yönetimiyle görüştüğümüzde mutlaka konu başlıklarından biri bu. İnşallah bunu en ideal şekilde düzelteceğiz. Birleşmiş Milletler Başkanı Arap Emirlikleri’nden Muhammed bin Zayed Al Nahyan önceki toplantımızda ’60 gün’ demişti.” “Böyle bir süre belirleyelim ve tüm arkadaşlarımız ve ilgili birimlerimiz planlama çalışmalarının ötesine geçip proje geliştirme çalışmalarına başlasınlar. Şu anda Ulaştırma Bakanımız Abdulkadir Uraloğlu muhataplarıyla toplantılarını sürdürüyor. İnşallah bu çalışmalar daha da ileriye gidecek. projeden, plandan uygulamaya kadar bu konunun baş aktörleri Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak olacak. Bu şekilde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu yol bizim yeni İpek Yolu olacak. Hem bölgeye hem de bölgesel barışa hizmet edecektir. Basra Körfezi ve çevre ülkelerinin Türkiye üzerinden Avrupa pazarına ulaşmasını sağlayacak bu yol, tam anlamıyla bir kazan-kazan projesidir.”
“Barış arayışından vazgeçmeyeceğiz”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bir gazeteciye verdiği röportajda yaptığı açıklamaları değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Putin’in bu açıklamalarında açıkçası samimiyet var. Biz, bir milat olarak değerlendireceğimiz bu görüşmelerde her türlü samimi adımı attık. İstanbul süreci. Arkadaşlarım, bu konuyla ilgili bakanlar Rusya tarafındadır.” Görüşmelerini gerçekleştirdiler. Sonuç odaklı çalıştık ama barış sağlanamadı. Ancak buradan sonuç alamadık diye ayrılamayız. Barış arayışından vazgeçmeyeceğiz. Barışın sağlanması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson barış çabalarından vazgeçti. “Çekilmeden önce de birlikte çalıştık, çabalarımızı sürdürdük. Geçtiğimiz günlerde İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron bizi ziyarete geldi ve kendisi ile bu konuları görüştük. Sayın Putin’in bu süreçte bizimle birebir görüş alışverişinde bulunması durumunda Veya ilgili Rus bakanların da buraya müdahale etmesi durumunda kendileriyle iletişime geçeceğiz.” Biz bu süreci takip edip sonuç almaya çalışıyoruz. Şu ana kadar Ukrayna-Rusya savaşında barışa hizmet eden somut sonuçlar elde ettik. Esir değişiminden tahıl koridoruna kadar pek çok önemli gelişme yaşandı. Hatta tarafları Türkiye’de birden fazla kez bir araya getirdik. Bunu da yine yapıp, dış etkenlerden uzak, çözüm odaklı bir süreç yönetimiyle huzurun kapısını aralayabiliriz. Bu arayışlarımızı hem Sayın Putin ile hem de Sayın Zelensky ile yaptığımız görüşmelerde sürdürüyoruz. En başından beri adil barışın savaştan daha uygun olduğunu savunuyor ve tüm adımlarımızı bu anlayışla atmaya çalışıyoruz. “Barışı istediğimiz sürece oraya ulaşmanın bir yolunu mutlaka bulacağız” dedi.
“ABD ile üzerinde anlaştığımız konuların sayısı artıyor”
ABD ile Türkiye arasında son dönemde atılan adımlar sonucunda bazı olumlu gelişmelerden söz edilebileceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda Kongre’deki atmosfer olumlu. Aynı şekilde Senato’dan da olumlu sesler geliyor. Şunu söyleyebiliriz ki” ABD ile benzer olduğunu düşündüğümüz veya üzerinde mutabakata vardığımız konuların sayısının arttığını, şu anda olumsuz bir gidişatın olmadığını, aksine olumlu bir gelişmenin olduğunu, bu konuyla ilgili ilgili bakanların da muhataplarına söylediğini aktarıyoruz. Türkiye’de olumlu gelişmeler var. Hem Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, hem MİT Başkanı İbrahim Kalın, hem de Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanımız Akif Çağatay Kılıç’a bu konularda bilgi veriyorlar. ‘Elimizden geleni yapıyoruz’ diyorlar. … Burada Bay Biden’ın imzalı mektubunu gördünüz.’ Biz de dedik ki, ‘İmzalı onay belgemizi de gördünüz. Her şeyden önce parlamentomuzun aldığı kararı duydunuz ve size teşekkür ediyoruz. Bize teşekkür ettiniz. Bundan sonrasını da sizlerden bekliyoruz” dedi ve yolumuza devam ediyoruz. Aynı şekilde İsveç Başbakanının da bizi arayıp bu konuda teşekkür etmesi, attığımız adımın olumlu yönde ilerlediğinin göstergesidir. “
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesine ilişkin izlenimlerinin sorulması üzerine şunları söyledi:
“Deprem bölgesine yaptığımız ziyaretlerde vatandaşlarımız, devletimizin kendilerini yalnız bırakmadığını ve sözünü tuttuğunu anlattılar. Bölgede inşaatı devam eden konutları tamamlamaya çalışıyoruz. İnşaatı bitince teslim ediyoruz. Evleri sahiplerine verdik. Sözümüzü tuttuğumuzu gösterdik ve benzeri görülmemiş bir inşaat kampanyası başlattık. Aslında muhalefet de bunu söyledi. O da çok iyi biliyor. Geçen gün Hatay’da halk belediye başkanlarını ve belediye başkanlarını yuhaladı. Orada muhalefet var. Onları meydana bile sokmadılar. ‘Biz size inanmıyoruz. Bizi aldattınız. Şimdi yine utanmadan karşımıza çıkıyorsunuz’ dediler. Bölgedeki evleri, köy evlerini, ahırları tek tek yapmaya devam ediyorlar. Tamamladıkça vatandaşlarımıza teslim etmeyi umuyoruz. Konutlar alt yapısı ve üst yapısıyla güven veriyor. Depremimizi getirmek için gece gündüz koşuyoruz. -Etkilenen kardeşlerimizi bir an önce güvenli, huzurlu ve güçlü yuvalarına kavuşturalım. Sadece ziyaret ettiğimiz beş ilde kura çekerek misafirleri ve köyleri hak sahiplerine teslim ediyoruz. Konut sayısı 31 binin üzerindedir. İnşallah Deprem bölgesinde 2 ay içerisinde 75 bin konutun teslimini gerçekleştireceğiz. Önümüzdeki dönemde de her ay yaklaşık 15-20 bin konut ve köy evini hak sahipleri ile buluşturacağız. Böylece, deprem bölgesine verdiğimiz sözü yerine getirmiş olacağız. Temel atıldıktan sonra bir yıl içinde inşaatı tamamlayacağız. Hedefimiz yıl sonuna kadar 200 bin konutu vatandaşlarımıza teslim etmek. Daha sonra bu sayıyı hızla 390 bine çıkaracağız. Yolumuza devam ediyoruz. Amacımız, hizmetlerimizi halkımıza daha etkin bir şekilde ulaştırmak için yerel yönetimlerde halkımızın da desteğiyle önemli başarılar elde etmektir. “Burada çalışmalarımızı en keyifli şekilde sürdürüyoruz.”
“Bu aşamada önceliğimiz madencilerimize ulaşmaktır.”
Erzincan’da madende meydana gelen çökmeye ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef burada da bu kadar büyük bir heyelan meydana geldi. 600’e yakın madencinin çalıştığı bu yerde ne yazık ki şu anda 9 vatandaşımız yeraltında. Arama ve arama yapın. Kurtarma çalışmaları sürüyor.Valimiz ilk andan itibaren bölgedeydi.İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya AFAD ile birlikte olaya bizzat müdahale etti.Elektrik ve Olağan Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da yanımızdaydı.Düşündük. yurda dönmesinin ve olay yerine gitmesinin faydası olur, biz de hızla bölgeye gönderdik.Bugün İçişleri Bakanımız, Enerji ve Adi Kaynaklar Bakanımız Alparslan Bayraktar’ın prestijiyle Yanımızdaydı.” Takip ediyorlar, işin koordinasyonunu üstlendiler. Bu heyelanla ilgili teknik inceleme ve incelemeler başladı. İncelemelerin sonuçlarına göre mutlaka adım atılacaktır. Bu aşamada önceliğimiz madencilerimize ulaşmaktır” dedi.
“31 Mart kesinlikle bazı insanların siyaset sahnesinden tamamen kaybolduğunu göreceğimiz gün olacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde yaşanan provokatif olaylara ilişkin bir soruya yanıt olarak, “Bunlar maalesef her dönemde, her seçimden önce yaşadığımız olaylar. Ne yaparlarsa yapsınlar öyle ya da böyle her şey olacak. Hatta yok. Seçime 2 ay kaldı. Geri sayım başladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisinin küme toplantısında çok net konular ortaya koydu. Ben de aynı görüşü paylaşıyorum. Muhalefet özellikle mülteci sorununu gündeme getiriyor. Bunların hiçbiri yok. onlara ekmek getirecek, nafile çabalıyorlar. 31 Mart mutlaka bazı insanların siyaset sahnesinden tamamen kaybolduğunu göreceğimiz gün olacak. Tıpkı 28 Mayıs’ta bazılarının silindiği, bazılarının şu anda yarı yarıya hayatta kalmaya çalıştığı gibi. -Gönülden, sonuç da aynı olacaktır. Bu konuda Cumhur İttifakı olarak gerek büyükşehirlerde, gerek il ve ilçelerde teşkilatlarımızla yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Şimdi Ankara’daki arkadaşlarımız meclis üyeleriyle ilgili çalışmalar yapıyor. Bunu da lider yardımcılarımızla birlikte yürütüyorlar. İnşallah biz de onlara katılacağız. Bildiğiniz gibi Samsun’da mitingim var. Samsun bizim için çok ama çok değerli. Bundan sonra da Giresun ve Ordu’da mitinglerimizi gerçekleştireceğiz. “Bu şekilde Karadeniz’i yeniden imar etmek istiyoruz” dedi.
“FETÖ ile mücadelemiz bitmedi”
FETÖ bağlantılı olduğu gerekçesiyle ihraç edilen 450 hakim ve savcının görevlerine iade edilmesiyle ilgili konuşan Erdoğan, “FETÖ denilen bu şeytani şebekenin, terör yapılanmasının belini kırdık. FETÖ bataklığını kuruttuk ama Sinek temizleme çalışmalarımız devam ediyor. FETÖ’nün iç yüzünü anlatmaya, onlarla konuşmaya devam ediyoruz.” Her alanda mücadelemizi sürdüreceğiz. Mücadelemiz bitmedi. Son kukla da Türkiye’ye zarar veremez duruma gelene kadar devam edeceğiz. Yüzlerindeki farklı maskeleri yırtıyoruz ve böylece ortaya çıkıyorlar. Kendilerini mümkün olan her şekilde gizleyen bu zayıf iradeli şarlatanların peşinde olacağız. Ama Danıştay’ın aldığı şu: Bu karara sessiz kalmamız mümkün değil. Biz Cumhur İttifakı olarak Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bazı tuhaf kararlara tepkisiz kalmadığımız gibi buna da sessiz kalamayız. Kaldı ki Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bu kararları da hazmedemiyorum. Danıştay zaman zaman bunu yapıyor, bu tür kararlarla bizi rahatsız ediyor. ancak Anayasa Mahkemesi’nin sıklıkla bu tür kararlar alması bizi ciddi anlamda rahatsız ediyor. Mesela Anayasa Mahkemesi de BTK ile ilgili bir karar verdi. Bunu nereye giriyorsunuz? Böyle bir karar nasıl verilir? Bu konunun üzerine gidiyoruz ve gideceğiz. “Bu konuyu Danıştay’da da aynı şekilde takip edeceğiz” dedi. – ANKARA